Türkiye’nin İlk Havalimanı: Havacılığın Türkiye’deki Köklü Başlangıcı
Uçak seslerini ilk duyduğunuz anı hatırlıyor musunuz? Gökyüzünde süzülen bir uçağı izlerken hepimizin aklına benzer sorular gelir: “İlk kez ne zaman böyle bir şey mümkün oldu?” İşte bu merak, bizi Türkiye’nin ilk havalimanının hikâyesine götürüyor. Hem tarihî verilerle hem de o dönemin insan hikâyeleriyle harmanlanan bu yolculuk, aslında modern Türkiye’nin gökyüzüne açılan kapısının öyküsüdür.
İlk Havalimanının Doğuşu
Türkiye’nin ilk havalimanı, 1912 yılında kurulan Yeşilköy (bugünkü Atatürk Havalimanı)’dır. Osmanlı döneminde, havacılığın henüz emekleme çağında olduğu bir zamanda kurulan bu alan, başlangıçta bir askerî hava üssü olarak kullanıldı. Balkan Savaşları sırasında askeri amaçlarla hizmet veren Yeşilköy, Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte sivilleşme sürecine girerek yolcu taşımacılığına da kapılarını açtı.
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e: Bir Uçuş Hikâyesi
Osmanlı İmparatorluğu, havacılığı erken fark eden ülkelerden biriydi. 1911’de kurulan Tayyare Bölüğü, Osmanlı ordusuna katılan ilk havacılık birimiydi. O dönemde pilotluk eğitimi almak için Fransa’ya gönderilen genç subaylar, döndüklerinde Yeşilköy’de uçuşlara başladılar. Bu isimlerden biri olan Fesa Evrensev, aynı zamanda Türkiye’nin ilk pilotu unvanını taşıyordu. Onların cesur girişimleri sayesinde Türkiye, henüz havacılığın yeni filizlendiği yıllarda gökyüzüne kanat açtı.
Yeşilköy’ün Sivil Havacılıktaki Rolü
1925 yılına gelindiğinde, Türkiye’nin ilk sivil havayolu şirketi olan Hava Yolları Devlet İşletme İdaresi kurulmuştu. Bu gelişme, Yeşilköy Havalimanı’nı sadece askerî değil, sivil yolculukların da merkezi haline getirdi. 1933’te İstanbul–Ankara arasında düzenlenen ilk tarifeli seferin Yeşilköy’den kalkması, Türk havacılığı için unutulmaz bir dönüm noktası oldu.
İnsan Hikâyeleriyle İlk Seferler
O yıllarda uçmak, bugünkü gibi sıradan bir ulaşım aracı değildi; tam anlamıyla bir serüvendi. İlk yolcular arasında memurlar, iş insanları ve devlet yetkilileri bulunuyordu. Anlatılanlara göre, bu uçuşlara katılanlar aileleri ve dostları tarafından büyük bir heyecanla uğurlanıyor, gökyüzünde süzülen uçağın ardından dualar ediliyordu. O günün yolcuları, aslında sadece şehirler arasında değil, tarihin içinde de yolculuk yapıyordu.
Türkiye’de Havacılığın Kat Ettiği Yol
Yeşilköy’de başlayan bu serüven, zamanla Türkiye’nin dört bir yanına yayılan havalimanları zincirinin ilk halkası oldu. 1985’te Atatürk Havalimanı adını alan Yeşilköy, 2019 yılına kadar milyonlarca yolcuyu ağırlayarak Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı oldu. Bugün ise İstanbul Havalimanı bayrağı devralmış olsa da, Yeşilköy’ün tarihsel önemi hâlâ gökyüzünde süzülen her uçakta yaşamaya devam ediyor.
Verilerle Havacılığın Büyümesi
Cumhuriyet’in ilk yıllarında yılda birkaç yüz yolcunun seyahat ettiği uçaklar, bugün milyonlara ulaşan bir yolcu trafiğinin temelini oluşturdu. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 1933’te sadece 24 yolcunun uçağa bindiği seferlerden, 2023 yılında 200 milyonu aşan yolcu sayısına gelinmesi, bu yolculuğun ne kadar uzun bir yol kat ettiğini gösteriyor.
Sonuç: Bir Ulusun Gökyüzüyle Buluşması
Türkiye’nin ilk havalimanı olan Yeşilköy, sadece bir pist ya da terminal değil; bir ulusun gökyüzüyle tanışmasının sembolüdür. O pistten kalkan ilk uçaklar, bugünkü modern havacılığın yolunu açtı. Bu tarih, hem teknik ilerlemelerin hem de insan hayallerinin birleştiği bir noktadır.
Peki siz ne düşünüyorsunuz? İlk uçuşların heyecanını yaşamış olsaydınız nasıl hissederdiniz? Havalimanlarının sadece ulaşım değil, aynı zamanda birer tarih ve kültür mekânı olduğunu düşünüyor musunuz? Yorumlarınızı paylaşarak bu gökyüzü yolculuğuna siz de katkıda bulunabilirsiniz.