Gurular Nerede Yaşar? Öğrenmenin Görünmeyen Coğrafyasına Yolculuk Bir eğitimci olarak her zaman şuna inanmışımdır: öğrenmek yalnızca bilgi edinmek değil, dönüşmektir. Öğrenme, bireyin dünyaya bakışını, ilişkilerini ve kendilik bilincini değiştiren bir süreçtir. Peki, “gurular nerede yaşar?” sorusunu hiç bu açıdan düşündünüz mü? Bu soru, coğrafi bir merakın ötesinde, bilgeliğin mekânını arayan bir pedagojik sorgulamadır. Gerçek gurular, bilgiyi ezberleyenler değil; onu yaşam biçimine dönüştürenlerdir. Dolayısıyla onların yaşadığı yer, bir ülke ya da şehir değil; bir öğrenme bilincidir. Bilgelik Nerede Yaşar? Öğrenme Teorileri Işığında Guruluk Eğitim tarihinde “guru” kavramı, kökenini Sanskritçeden alır: “karanlığı dağıtan ışık.” Yani bir guru, bilmeyişin karanlığını bilgiyle değil, farkındalıkla…
Yorum BırakProfesyonel Fikir Rehberi Yazılar
Hemofili Hastalığı Nedir, Belirtileri Nelerdir? Hayat, her gün vücudumuzun karmaşık sistemleri arasında denge kurmaya çalışırken, bazen beklenmedik zorluklarla karşılaşabiliyoruz. Hemofili, kanın pıhtılaşmamasıyla ilgili bir hastalıktır ve çoğunlukla erkeklerde daha yaygın görülür. Ancak, bu hastalığın toplumsal etkileri ve bireylerin yaşadığı zorluklar sadece biyolojik faktörlerle sınırlı değildir. Hemofili, aynı zamanda toplumsal cinsiyet dinamikleri, çeşitlilik ve sosyal adaletle derinden bağlantılı bir konu haline gelebilir. Hemofili: Temel Bilgiler Hemofili, kanın pıhtılaşma yeteneğini kaybetmesine yol açan kalıtsal bir hastalıktır. Bu durum, vücutta herhangi bir yaralanma ya da travma sonucu kanamanın durmaması ya da zor bir şekilde durması anlamına gelir. Hemofili hastalığının en yaygın türü, Faktör…
Yorum BırakEn İyi Kars Gravyeri Nereden Alınır? Tat Arayışının Psikolojik Anatomisi Bir psikolog olarak insan davranışlarını incelerken şunu fark ettim: her seçim, bilinçli bir karar gibi görünse de aslında derin bir duygusal hikâyenin sonucudur. Sofradaki tercihlerimiz bile, kişiliğimizin, anılarımızın ve değerlerimizin yansımasıdır. Bu bağlamda “En iyi Kars gravyeri nereden alınır?” sorusu, sadece bir alışveriş rehberi değil; aynı zamanda tat, aidiyet ve kimlik arayışının psikolojik bir göstergesidir. Çünkü “en iyi” dediğimiz şey, çoğu zaman damaktan önce zihnimizde şekillenir. Bilişsel Boyut: Tat Kalitesi mi, Zihin Haritası mı? Bilişsel psikolojiye göre, algılarımız dünyayı anlamlandırmanın temel aracıdır. Gravyer peynirine dair “en iyi” yargısı da bu…
Yorum BırakDar Düşünce Ne Demek? Tarihten Günümüze Zihinsel Sınırlılığın Anatomisi İnsanoğlu, tarih boyunca düşüncenin sınırlarını genişletmekle övünmüştür. Ancak her çağda, bu genişliğin tam karşısında duran bir olgu vardır: dar düşünce. Bu kavram, yalnızca entelektüel bir kısıt değil, aynı zamanda toplumsal gelişimin önündeki görünmez bir duvardır. Tarihsel olarak bakıldığında, her yenilikçi adımın arkasında bir geniş bakış açısı, her gerilemenin ardında ise dar bir düşünme biçimi bulunur. Dar Düşüncenin Tarihsel Kökleri Dar düşünce, insan zihninin korku ve alışkanlıklarla sınırlanmış hâlidir. Antik Yunan’dan itibaren filozoflar bu kavramın farklı biçimlerini tartışmıştır. Örneğin, Platon’un “Mağara Alegorisi” dar düşüncenin en erken sembollerinden biridir. Mağaranın içindeki insanlar, yalnızca…
Yorum Bırak1 Metreküp Kaç Gram? Kültürlerin Ağırlığı Üzerine Antropolojik Bir Yolculuk Bir Antropoloğun Merakı: Maddeden Kültüre Uzanan Ağırlık Kültürlerin çeşitliliği, insanlığın en büyüleyici mirasıdır. Her toplum, kendi değerlerini, sembollerini ve ritüellerini bir “ağırlık” gibi taşır. 1 metreküp kaç gram? sorusu fiziksel bir ölçü gibi görünse de, bir antropolog için bu aynı zamanda kültürel bir metafordur: Bir toplumun birim hacmi içinde ne kadar anlam, inanç ve kimlik barındırdığına dair bir sorgulamadır. Her kültürün kendi yoğunluğu vardır — kimi gelenekler ağırdır, kimileri hafif; kimi kimlikler sıkışmıştır, kimileri akışkan. Bu yazı, fiziksel ölçüden çok, kültürel “yoğunluğu” anlamaya çalışan bir yolculuktur. Fizikten Kültüre: Yoğunluğun İnsan…
Yorum BırakKapadokya’da Göreme mi Ürgüp mü? Tarihin, Kimliğin ve Yorumun Kesişimi Kapadokya, yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın da en özgün coğrafyalarından biridir. Bu bölgeyi ziyaret edenlerin en sık sorduğu sorulardan biri şudur: “Kapadokya’da kalmak için Göreme mi yoksa Ürgüp mü daha iyidir?” Ancak bu soru, basit bir seyahat tercihi olmanın ötesinde; tarih, kimlik, turizm politikaları ve kültürel algıların kesiştiği bir tartışmadır. — Göreme: Tarihin İçinde Yaşayan Bir Bellek Göreme, Kapadokya’nın kalbinde yer alır. UNESCO Dünya Mirası listesinde bulunan Göreme Milli Parkı, bölgenin tarihsel ruhunu en saf haliyle koruyan yerlerden biridir. Antik dönemlerde “Korama” adıyla anılan bu alan, Bizans döneminde manastır yaşamının merkeziydi.…
6 YorumKelimelerin Gölgesinde: Işığın ve Karanlığın Edebi Dansı Bir edebiyatçı için kelimeler, tıpkı ışık gibidir; anlamı görünür kılar ama aynı zamanda gölgeler de yaratır. Her anlatı, her karakter, her duygusal çıkış, arkasında bir gölge bırakır. Bu yüzden bir yazar, yalnızca cümleleri değil, onların ışığında beliren sessizlikleri de kurar. “Gölgenin oluşmasını sağlayan etken nedir?” sorusu, sadece fiziksel bir açıklama beklemez; bu soru, insanın varoluşunu, içsel çatışmalarını ve edebi temaların derin katmanlarını anlamaya çağırır. Çünkü her gölge, hem bir ışığın hem de bir varlığın izidir. Gölgeyi Yaratan Işık: Edebiyatta Aydınlık ve Karanlık Karşıtlığı Edebiyat tarihi boyunca ışık ve karanlık teması, insan ruhunun ikili…
8 YorumTürkiye’nin İlk Havalimanı: Havacılığın Türkiye’deki Köklü Başlangıcı Uçak seslerini ilk duyduğunuz anı hatırlıyor musunuz? Gökyüzünde süzülen bir uçağı izlerken hepimizin aklına benzer sorular gelir: “İlk kez ne zaman böyle bir şey mümkün oldu?” İşte bu merak, bizi Türkiye’nin ilk havalimanının hikâyesine götürüyor. Hem tarihî verilerle hem de o dönemin insan hikâyeleriyle harmanlanan bu yolculuk, aslında modern Türkiye’nin gökyüzüne açılan kapısının öyküsüdür. İlk Havalimanının Doğuşu Türkiye’nin ilk havalimanı, 1912 yılında kurulan Yeşilköy (bugünkü Atatürk Havalimanı)’dır. Osmanlı döneminde, havacılığın henüz emekleme çağında olduğu bir zamanda kurulan bu alan, başlangıçta bir askerî hava üssü olarak kullanıldı. Balkan Savaşları sırasında askeri amaçlarla hizmet veren…
Yorum BırakGine Fakir Mi? Bir Antropolojik Perspektiften Kültür, Kimlik ve Topluluk Yapıları Antropologlar olarak dünyayı keşfetmek, her bir kültürün derinliklerine inmeyi ve farklı toplulukların yaşam biçimlerini anlamayı arzuluyoruz. Kültürlerin zenginliğine dair merakımız, bizi insanlık tarihinin en ilginç ve gizemli yönlerine yönlendiriyor. Her toplum, kendi ritüelleri, sembolleri ve kimlikleri ile var olur ve bu unsurlar toplumların nasıl geliştiğini ve hayatta kalmaya yönelik stratejilerini şekillendirir. Bugün, Batı Afrika’da yer alan Gine’yi, kültürler arası bakış açılarıyla ele alarak, bu ülkenin sosyal ve ekonomik yapısına dair daha derin bir anlayış geliştirmeyi hedefliyoruz. Bu yazıda, Gine’nin “fakir” olup olmadığı sorusunu antropolojik bir çerçevede, topluluk yapıları ve…
Yorum BırakDiş Sıkma Problemi İçin Hangi Doktora Gidilir? Bir Tarihsel Perspektif Giriş: Diş Sıkma ve İnsanlık Tarihi Arasındaki Bağ Bir tarihçi olarak, insanlık tarihindeki bireysel sağlık problemlerinin toplumsal yapılarla ne denli bağlantılı olduğunu anlamak oldukça ilgi çekicidir. Diş sıkma, günümüzün popüler sağlık sorunlarından biri olmasına rağmen, geçmişte de insanların yaşadığı bir problem olmuştur. Ancak zaman içinde toplumlar, bu tür fiziksel rahatsızlıkları nasıl tanımladılar ve nasıl çözmeye çalıştılar? Bu yazıda, diş sıkma problemini tarihsel bir bakış açısıyla ele alacak ve günümüzün modern tıbbındaki yerini tartışacağız. Geçmişin izlerini bugüne taşıyarak, diş sıkma problemi için hangi doktora gidileceği konusunda nasıl bir yol izlediğimizi incelemek,…
Yorum Bırak