Kuzey ve Güney Yarım Küre: Kültürlerin Yerküre Üzerindeki Dansı Bir antropolog olarak dünyaya bakmak, yalnızca insanı değil; insanın toprağa, gökyüzüne ve iklime dokunan hikâyesini okumaktır. Kuzey ve Güney Yarım Küre bu hikâyenin iki büyük sahnesidir. Coğrafi olarak birbirinden ayrılmış olsalar da, her biri kendi içinde toplulukların, ritüellerin, sembollerin ve kimliklerin doğduğu kültürel evrenleri barındırır. Bu yazıda, yerkürenin iki yarısının insan kültürlerini nasıl biçimlendirdiğini antropolojik bir gözle inceleyelim. Yarım Kürelerin Sınırında: İnsan ve Mekân İlişkisi Dünya, Ekvator çizgisiyle ikiye ayrılır: Kuzey Yarım Küre ve Güney Yarım Küre. Ancak bu çizgi, yalnızca bir coğrafi ayırıcı değil, aynı zamanda kültürel bir eşiktir. Kuzey…
Yorum BırakProfesyonel Fikir Rehberi Yazılar
Güç, Güven ve Toplum: Güvensizlik Hissi Nasıl Geçer? Bir siyaset bilimci için her duygunun arkasında bir iktidar ilişkisi vardır. Güven de, güvensizlik de yalnızca bireysel bir duygu değil, toplumsal düzenin nabzını tutan bir göstergedir. Güvensizlik hissi, bireylerin devletlerine, kurumlarına ya da birbirlerine karşı duyduğu sarsılmış inancın siyasal bir yansımasıdır. Bu yazıda, güvensizliğin yalnızca psikolojik değil, aynı zamanda politik bir olgu olduğunu ele alacağız. Çünkü bir toplumda güven kaybolduğunda, geriye yalnızca güç oyunları ve kırılgan ilişkiler kalır. Güvensizlik Bir Duygu Değil, Bir Yapıdır Siyaset bilimi perspektifinden bakıldığında güvensizlik hissi, bireylerin birbirine değil, sistemin işleyişine dair duyduğu kuşkudan doğar. Toplumsal sözleşme fikrinin…
Yorum BırakHıfz-u Himaye Nedir? Psikolojik Bir Mercekten Bakış İnsan Davranışlarını Çözümlemeye Çalışan Bir Psikologun Meraklı Girişi Bir psikolog olarak, insan davranışlarının ardındaki derin motivasyonları anlamak, bir tür çözümleme yolculuğuna çıkmak gibidir. Bazen bir kelime ya da kavram, binlerce yılın birikimiyle insan psikolojisini şekillendirir. Bu yazıda inceleyeceğimiz “hıfz u himaye” terimi, yalnızca kelime anlamıyla değil, aynı zamanda insanın içsel dünyasında ne tür etkiler yaratabileceğini anlamaya yönelik bir keşif sunuyor. Bu kavram, özellikle korunma ve güven arayışını konu alır. Peki, gerçekten güven arayışı bizim için ne ifade eder? Kendimizi ne şekilde koruma ihtiyacı duyarız? Bu yazı, sizi kendi içsel deneyimlerinizi sorgulamaya davet ediyor.…
Yorum BırakHeyet 5 Çıktı Mı? Edebiyat Perspektifinden Bir İnceleme Edebiyat, insanın iç dünyasında derin izler bırakabilen, duygularımızı şekillendiren ve zihinlerimizi dönüştüren kelimelerle şekillenen bir sanattır. Her bir sözcük, bir düşüncenin vücut bulmuş halidir; her bir cümle, bir anlatının genişleyen ufkundur. Edebiyatçılar, kelimelerin gücünü bilerek, onların evrenler inşa edebileceğini kavrayarak, hem geçmişe hem de geleceğe dair derin mesajlar verirler. Bu anlamda, “Heyet 5 çıktı mı?” gibi bir sorunun, yalnızca gündelik yaşamda bir merak konusu olmanın ötesine geçtiğini söyleyebiliriz. Bu soru, edebi bir düzlemde, anlatıların, karakterlerin ve temaların nasıl evrilebileceğini sorgulayan derin bir meseleye dönüşebilir. Bir Sorunun Arkasında Yatan Anlatı Edebiyat, en sıradan…
Yorum BırakBir Kelimenin Hastalığı: Edebiyatın Aynasında “Hepatit Nedir, Neden Olur?” Giriş: Sözcüklerin Tedavi Gücü Her kelime, insan ruhunun bir hücresi gibidir; bazen yaşam taşır, bazen acı. Edebiyat, kelimelerin dolaşım sistemidir — duygular, anlamlar ve çağrışımlar kan gibi akar sayfalar arasında. “Hepatit nedir, neden olur?” sorusu, ilk bakışta yalnızca bir tıbbi merak gibi görünür; fakat aslında insanın kendi iç karanlığına tuttuğu bir aynadır. Çünkü hepatit, yalnızca bir organın iltihabı değil; yaşamın kirlenmiş, ihmal edilmiş taraflarının bir metaforudur. Edebiyatın Bedeninde Bir Organ: Karaciğerin Sembolizmi Edebiyatta karaciğer, genellikle insanın dayanıklılığıyla, iç dünyasının tortularıyla özdeşleştirilir. Tıpkı ruh gibi, sessizce çalışır, arınmayı sağlar. Victor Hugo’nun kahramanları,…
Yorum BırakTürk Müziğinde “Güçlü” Ne Demek? Küresel ve Yerel Yaklaşımlarla Derinlemesine Bir İnceleme Giriş: Fikir Alışverişine Açık, Samimi Bir Sohbet Müziği farklı açılardan okumayı seviyorsan, doğru yerdesin. “Türk müziğinde güçlü ne demek?” sorusu ilk bakışta teknik durabilir; ama aslında icradan dinleme alışkanlıklarına, duygudan toplumsal belleğe kadar uzanan zengin bir yolculuk saklar. Gel, hem veriye ve yapıya bakanların hem de duygusal ve toplumsal etkileri önemseyenlerin gözünden bu kavrama birlikte bakalım. Sen de okurken kendi deneyimlerini, duyduğun örnekleri ve aklına takılanları yorumlarda paylaş; bu yazı bir başlangıç, devamını hep beraber getirelim. “Güçlü” Nedir? Kısa, Net, Yerinde Bir Tanım “Güçlü”, bir makamın melodik iskeletindeki…
Yorum BırakGüney Denizli’nin Hangi Yönünde? – Öğrenmenin Haritasında Yön Bulmak Giriş: Öğrenmenin Dönüştürücü Gücüyle Yön Arayışı Eğitim, yalnızca bilgi aktarmak değil; insanın dünyayı anlama biçimini dönüştürme sanatıdır. Her ders, her soru, her meraklı bakış, bireyin zihninde yeni bir yön çizer. “Güney Denizli’nin hangi yönünde?” sorusu da, yalnızca coğrafi bir konumun değil, öğrenmenin yönünün de metaforudur. Çünkü bilgiye ulaşmak, bir yön bulma eylemidir — kimi zaman kuzeye giderken kendi içsel güneyimizi keşfetmektir. Bir eğitimci olarak bilirim ki, her soru bir kapıdır. Öğrenci o kapıyı açtığında, yalnızca cevap değil; kendini, çevresini ve anlamın haritasını bulur. Bu yüzden bu yazıda, “Güney”in coğrafi yönünü anlatmaktan…
8 YorumKifoz Kendiliğinden Geçer Mi? Kifoz, son yıllarda giderek daha fazla kişi tarafından duyulmaya başlanan bir terim. Fakat çoğu zaman bu kelime, sırtımızdaki anormal eğriliği tanımlamak için kullanılıyor. Peki, bu eğrilik kendiliğinden geçer mi? Yoksa tedaviye ihtiyaç duyar mı? İşte bu sorunun cevabını bulmaya çalışacağız. Kifozun Ne Olduğunu Anlamak Kifoz, omurganın aşırı şekilde eğrilmesi sonucu gelişen bir rahatsızlıktır. Omurganın üst kısmı, normalde belirli bir eğrilik derecesine sahipken, kifozda bu eğrilik daha da belirginleşir. Sonuç olarak, kişinin sırtı kamburlaşır, postürü bozulur ve bu da hem fiziksel hem de psikolojik sorunlara yol açabilir. Kifoz, genellikle yaşlanmayla, doğuştan gelen genetik faktörlerle veya kaza, hastalık…
8 YorumDenizaşırı Ne Anlama Gelir? Bir Kavramın Felsefi Derinliği Felsefe, insanın anlam arayışıyla başlar. Bir sözcüğün kökeninde bile evrenin sessiz yankısını bulabiliriz. Denizaşırı kelimesi, ilk bakışta sadece coğrafi bir yönelimi ifade eder: “Denizin ötesinde olan.” Ancak filozofun zihninde bu kelime, yalnızca bir yön değil, aynı zamanda bir varoluş hâlidir. Denizaşırı, hem dışsal bir mesafe hem de içsel bir ayrılığın metaforudur. İnsanın bilinen kıyılardan koparak bilinmeyene doğru yol almasıdır. Epistemolojik Bakış: Bilginin Ötesine Geçmek Epistemoloji, bilginin ne olduğu ve nasıl elde edildiği üzerine düşünür. Denizaşırı bu bağlamda, bilginin sınırlarını aşma cesaretidir. Bildiğimizin ötesine geçmek, denizin ötesine yelken açmak gibidir; risklidir ama gereklidir.…
Yorum BırakBugün Muharrem Ayının Kaçı? Psikolojik Bir Mercekten Bakış İnsan davranışlarını çözümlemek, psikologların en çok sevdiği ve aynı zamanda en zorlayıcı görevlerden biridir. İnsan zihni, sadece bilinçli düşüncelerle değil, aynı zamanda bilinçdışı süreçlerle de şekillenir. Bu süreçleri anlayabilmek, daha derin bir insanlık anlayışına yol açar. Muharrem ayı, İslam takviminin önemli bir zaman dilimi olarak, sadece dini değil, aynı zamanda psikolojik anlamda da büyük bir yer tutar. Bugün, bu dönemi psikolojik bir mercekten incelemeye çalışacağız. Muharrem ayı, bireylerin ruhsal dünyasında nasıl bir yankı uyandırıyor? Bu dönemin insan psikolojisine olan etkilerini, bilişsel, duygusal ve sosyal psikoloji boyutlarıyla ele alalım. Muharrem Ayı ve Bilişsel…
Yorum Bırak