İçeriğe geç

Körlük dünya klasiği mi ?

Bir gün, bir kitapçıda dolaşırken raflardan birinin ardında sararmış sayfaları olan bir kitabı fark ettim. Kitabın adı “Körlük” yazıyordu. Uzun zamandır aklımda olan ama bir türlü elime alıp okumadığım o kitabı bir an için elime aldım. Sayfalarını çevirmeye başladım ve hikâyenin içine daldım. O an, bir kitapla ne kadar derin bir bağ kurulabileceğini bir kez daha fark ettim. 1995 yılında yayımlandığında, Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülen José Saramago’nun “Körlük” adlı eserini okurken, insanın duygusal ve toplumsal yapısına dair düşündüklerim çok farklı bir boyuta taşındı. Gelin, birlikte Saramago’nun gözlerinden bakarak bu soruya cevap arayalım: “Körlük dünya klasiği mi?”

Körlük: Bir Toplumun Çöküşü ve İnsanlık Durumu

Körlük, bir toplumun gözlerinin tamamen kararması, hiçliğe doğru bir yolculuğa çıkması gibidir. Kitapta, ansızın halkın bir kısmı kör olur, birer birer, hep birlikte. Bir anda görme yetilerini kaybeden insanlar, hiç görmedikleri bir dünyada hayatta kalmaya başlarlar. Her şey kaos ve korkuyla doludur. Kimse birbirini anlayamaz. Ama kitapta o kadar derin bir anlam vardır ki, körlük bir metafor olmaktan çıkıp bir toplumsal çöküşün sembolü haline gelir. Saramago, bu durumu öyle bir şekilde anlatır ki, insanın insanlığa dair en temel duygularını sorgulatır: Empati, dayanışma, sevgi ve adalet.

Kadınların Empati Duygusu ve Toplumsal Bağlantı

Kitapta, tüm olayların başkahramanı olan “kör kadın”, her şeye rağmen etrafındaki insanlara olan derin empatisiyle dikkat çeker. Kadınların toplumsal yapıda genellikle duygusal zekâsı ve empati becerisiyle daha güçlü bir yer edindiği düşünülür. Bu kitapta da kadının duygusal anlayışı, toplumun içindeki diğer bireyleri birleştirir. Kitap boyunca körlükle birlikte insanlıkla ilgili bir yolculuğa çıkan bu kadın, etrafındaki körlerin arasında sadece fiziksel değil, duygusal olarak da bir rehber olur. Onun liderliği, sadece gözlerini kaybetmiş insanlar için değil, bütün bir toplum için bir ışık tutar.

Kadınların toplumsal cinsiyet bağlamındaki bu empatik yaklaşımı, onların çevreleriyle kurduğu derin bağlardan kaynaklanır. Erkekler genellikle çözüm odaklı düşünürken, kadınlar daha çok duygusal bağları ve insanlık halleriyle ilgilenirler. Kadınlar, körlüğün ortasında, kaybolmuş bir toplumun iyileşmesi için önce duygusal bir bağ kurarak, sonra toplumun ortak çıkarlarını savunarak bu felaketi aşmayı başarırlar.

Erkeklerin Stratejik Bakışı: Çözüm Arayışı ve Liderlik

Erkekler, genellikle çözüm odaklı yaklaşır, bununla birlikte kriz anlarında daha stratejik bir yön devreye girer. Kitapta, erkek karakterlerin toplumda liderlik arayışları ve çözüm üretme çabaları net bir şekilde görülür. Hızlıca çözüm aramaya çalışırken, bazen duygusal boyutu göz ardı edebilirler. Körlük, bu karakterlerin çözüm odaklı bakış açılarını test eder; çünkü yalnızca gözleri kapanmış insanları hayatta tutmak, onların birbirleriyle empati kurmalarını sağlamaktan daha kolay bir iş değildir.

Kör olan bir toplumda, liderlik, sadece güçlü bir stratejiye dayalı olamaz. İnsanların birbirleriyle bağlantı kurması, birlikte hayatta kalması, daha çok empati ve anlayış gerektirir. Ancak erkek karakterler, olayların analitik tarafına odaklanarak, bu karmaşayı bir şekilde yönlendirmeye çalışırlar. Çözüm odaklı düşünme, bazen onları duygusal derinlikten uzaklaştırabilir, bu da bir toplumun tamamen kaybolmasına neden olabilir. Kitap, erkeklerin liderlik rolünü üstlenmeye çalışırken, sadece fiziksel hayatta kalmanın yeterli olmadığını gösterir. Toplumun yeniden kurulması için daha fazlası gereklidir: Duygusal bağlar, anlayış, eşitlik ve insanlık.

Toplum ve İnsanlık: Körlük Bir Dünya Klasiği Olabilir mi?

Saramago’nun “Körlük” kitabı, sadece bir görme engelini anlatmıyor, aynı zamanda bir toplumun kararmış kalbini, yok olan insanlık değerlerini de gözler önüne seriyor. Toplumun bir arada durabilmesi, ancak bireylerin birbiriyle empati kurarak, birbirini anlamaya çalışarak sağlanabilir. Kitapta anlatılan körlük, sadece fiziksel değil, aynı zamanda toplumsal bir körlüktür; anlamadan, dinlemeden ve başkalarına değer vermeden yaşamak, insanı gerçekten kör eder.

Peki, bu soruyu tekrar soralım: “Körlük dünya klasiği mi?” Evet, “Körlük”, toplumun bir arada var olabilmesi için empatiye, sevgiye, anlayışa ve insanlık değerlerine ne kadar ihtiyaç duyduğumuzu anlatan bir dünya klasiğidir. Kitap, sadece bir zamanlar yazılmış bir hikâye değil, her çağda insanın insanlığa dair sorularına yanıt aradığı, yüzyıllar boyunca geçerliliğini koruyan bir çağrıdır.

Hikayeyi okurken sizde ne gibi duygular uyandı? “Körlük” kitabını okuduktan sonra hayata dair nasıl bir bakış açısı geliştirdiniz? Bu klasik eserin toplumsal cinsiyet ve insanlıkla ilgili bizlere verdiği mesajları nasıl değerlendiriyorsunuz? Yorumlarınızı paylaşarak hep birlikte bu derin konuyu tartışalım!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort brushk.com.tr sendegel.com.tr trakyacim.com.tr temmet.com.tr fudek.com.tr arnisagiyim.com.tr ugurlukoltuk.com.tr mcgrup.com.tr ayanperde.com.tr ledpower.com.tr megapari-tr.com
Sitemap
grandoperabettulipbetgiris.org